1) Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1955 istanbul doğumluyum.Marmara Üniversitesi Ekonomi Mezunuyum.1986 yılında Antalya’ya yerleştim.

 

2)Resim yapmaya ne zaman başladınız, sizi resim sanatına yönlendiren ne olmuştu.?

Resime ilgim hep vardı.Kendimi bildim bileli çizerim,boyarım ve resim konusunda elime ne geçerse okurum.Babam güzel resim  yapardı.hem de hiçbir eğitim almamasına rağmen .Belki genetik bir tarafı da vardır.

3) Resim eğitimi aldınız mı, aldıysanız kimlerden aldınız.?

1979 yılında resim eğitimi almaya karar verdim. Şanslıydım ,Türkiyenin ilk özel resim atölyesinde akademik resim eğitimine başladım.İlk olması nedeni ile DGSA Akademisi'nin hocaları aynı müfredat ile  eğitmenlik yapmaya karar verdiler, adı İstasyon Sanat evi idi. Şimdi İstasyon Sanat Akademisi olarak varlığını devam ettiriyor. İlk hocam Prof Sabri Berkel idi. 4 sene eğitim aldım.(Türk resim sanatında D grubu üyelerindendi.).Aynı süreç içinde Prof.Seyhan Topuz seramik,heykel çalışmalarına devam ettim ve ikinci senemde resimi seçtim.

Antalya’ya geldiğimde ilk işim sergileri gezmek oldu, Kaleiçi'nde bir sergide bir resim peşine takılıp Muhittin Selamet hocamı buldum. Beni öğrencisi olarak kabul etti. Her iki hocam da benim için çok önemli. Allah rahmet eylesin onlara minnettarım. Muhittin hoca ile bağımızı vefat edene kadar koparmadık. Üzerimde çok emeği var.

 

4) Bir ressam olarak etkilendiğiniz sanatçı var mı, hangi ressamlardan etkilendiniz?

Eğitim sürecinde tüm klasik sanatçıları inceleme fırsatı buldum. Etkilenmemek bir süreç sonucu oluşuyor. El Greco ve Picasso her zaman benim için özel...Onların cesaretlerini, karşı duruşlarını ,devrimci yanlarını ve tabii ki eserlerini seviyorum...Ve çok çalışmalarını…

 

5) Ne tür resimler yapıyorsunuz, felsefi olarak temanız nedir?

Resimin bir felsefe işi olduğunu düşünmüyorum. Tabi ki hayata bakışınızda kendinizi oturttuğunuz bir felsefe var ama resim sanatı bana göre daha özgür bir alan ve öyle kalması gerektiğini düşünüyorum. Felsefe işini edebiyatın daha iyi yaptığı hatta birebir onun işi olduğu kanısındayım.

Bence yalnızca iyi resim, kötü resim var. Hangi felsefe ile yapılmış olursa olsun. Resme bakan çoğunlukla görmek istediğini görüyor. Bunu da bakanın yaşanmışlıkları ve bu yaşanmışlıkların üzerinde biriktirdiği etki belirliyor. Sonuçta ya hoşuna gidiyor, ya da gitmiyor. Beni ilgilendiren tarafı iyi resim yapmaya çalışmak.

 

6) Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğini mesaj nedir?

Tarzım hakkında hiçbir fikrim yok. 65 yaşıma girdim ve önümde hala kocaman bir oyun bahçesi var. Orada yeni oyunlar denemek, eski oyunlarla sentezler oluşturmak, kendi çıtamı yükseltmeye çalışmak dışında bir şey yapmıyorum. Sanki dünyaya bulmak değil de, aramak için gelmiş gibi hissediyorum kendimi. Kendimi tekrar etmeyi sevmiyorum, kim bilir belki bu da bir tarzdır.

 

7) Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? En çok beğendiğiniz Türk sanatçılar kimler ve neden?

Muhittin Selamet Hoca’mın yeri ayrıdır bende. Ondan çok şey öğrendim, hem resme hem hayata dair. Özgünlüğüne ve samimiyetine hayranım.

8) Yaptığınız eserlerin başarılı olabilmeleri için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? Olmazsa olmazı insanların kalplerine mi hitap etmeli? Resim sanatı öğrenilecek bir şey midir yoksa yetenek mi daha ön planda?

Başarı göreceli bir kavram. Ben tabi ki kalbimden, beynimden çıkanları resmediyorum ama bunlar kimin kalbine dokunur bilemiyorum?

Benim için başarının olmazsa olmaz koşulu çalışmak, denemek, yılmamak ve tabi ki samimiyet. Bunları yapabildiğim ölçüde kendimi başarılı addediyorum. Gerisi dünyevi işler.

Asıl olan çalışmaktır. Resim yapmak öğrenilebilir bir şeydir. Sonuçta bir matematik ile başlıyorsunuz resim yapmaya, sonra göz o matematiği içselleştiriyor. Herkes resim yapabilir ama sanat başka bir alan. Orada okumanız, gözlemlemeniz ve yaratmanız gerekiyor. Bu sürecin kendine göre kuralları var. Hem kuralları değiştirme çabasında olacaksınız, hem de bilgiyi barındırmak isteyeceksiniz. Zor olan kısmı bu diye düşünüyorum. Yetenek önemsizdir demiyorum, maça iyi başlamak için bir avantajdır.

 

9) Antalya’da sanatsal etkinlikler yeterli mi? Resim sergilemek ya da izlemek için yeterli galeri bulabiliyor musunuz?

Antalya sanat açısından filizler veren bir bahçe, ancak bu bahçenin iyi organize olduğu söylenemez. Benim düşüm Antalya’da bulunan tüm sanatçıların beraber soluk alacağı, üreteceği, sergileyeceği, dayanışmaya dayalı genel bir sanat platformunun ve mekanının olması. Pratikte zor gibi fakat kim bilir belki o günleri de görürüz.

 

10) Pandemiden etkilendiniz mi, sanatınızı icra edebildiniz mi?

Çok etkilendim, atölyemi bırakmak zorunda kaldım. Ucu belirsiz bir süreç çünkü. Küçük evime bir atölye sığdırmak deveye hendek atlatmak gibi oldu. Pandemi bana daha çok düşünme ve çok çalışma imkanı verdi. Bazen elinize bir fırça almadan habire çalışırsınız ya işte öyle. İyi bir besleme olduğunu düşünüyorum, neler çıkacağını ben de merak ediyorum.

 

11) Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Bana kendimi ve sanatımı ifade etme imkanız verdiğiniz için ben size çok teşekkür ederim, başarılar dilerim.