GİZLİ YÜZLER
Maskeler, Covid-19 ile başedebilmek için hepimizin doğal bir parçası haline geldi. Tek kullanımlı olanlarından tutun da N-95 lere kadar, dikiş bilenlerin yarattıkları, çeşit çeşit model, sade, renkli, boncuklu, taşlı, süslü….
Bizler için henüz yeni olan maske ilkel toplumlardan tutun da günümüze kadar tarihte bazen bir ruhun yerini almış, atalarını bu şekilde yaşatmışlar, bazen kötülüklerden korunmak için, bazen koruma ve korunma, bazen korkutma, bazen büyü ve kutsal amaçlı, bazen gizem hissi vermek için, bazen haz amaçlı, bazen kışkırtma amaçlı, bazen de Şamanlarda olduğu gibi doğayla bütünleşmek için kullanılmış.
17. yy’da Avrupa’daki veba salgınında doktorların uzun mumlu paltolarını, eldivenlerini, çizmelerini, deri şapkalarını ve gözlüklerinin üzerine taktıkları, dışarıdaki kirli havayı filtre ederek etkisiz hale getirecek, içi güzel kokulu parfümlü otlarla doldurulmuş koca gagalı maskelerini, daha sonraki yıllarda işlevini değiştirerek Venedik karnavallarının en önemli kostümlerinden biri olarak görürüz.
7. yy Gravür Baskı, Roma’da bir veba doktoru.
Tarihte kadınlar maskeleri çekici olmak, stil, zevk ve korunma için de takarlardı. 16-18yy da Fransızların Visard, İtalyanların Moretta dedikleri bu maske modası kadınlar arasında çok popülerdi.
Mukavva üzerine, siyah saten, kadife veya dantelden yapılmış maskeler, dönemin kadınları tarafından çok benimsenmişti. Öncelikle beyaz tenlerini korumak -biliyorsunuz çok makbuldü, asalet ve zenginliğin ölçüsüydü- aynı zamanda yüzlerini gizlemek, kendilerine gizem katmak için çokca kullanırlardı.
Visard
Moretta,
Yazımı resim sanatından bir örnekle bitirmek isterim. James Ensor 1860-1949 yılları arasında yaşamış, Dışavurumcu Belçikalı bir ressamdır.
Çocukluğu babasına ait maskelerin satıldığı dükkanda geçmiştir. Karnavallar, festivaller için üretilmiş bu çeşit çeşit maskeler Ensor’un bilinç altnda derin bir iz bırakmıştır. Neredeyse tüm resimlerinde bu maskeleri kullanır.
“Entrika” isimli resminde, ressamın kız kardeşi Mariette ile Çinli nişanlısı ve onların çevresini saran maskeli mahalle sakinlerini görürüz. Bir sanat simsarı olan Tan Hee Tseu, Almanya’dan Mariette’nin ailesi ile tanışmaya gelmiştir. Zavallı adam, ırkçı, alaycı, meraklı bakışların arasında şaşkındır. Burada maskeler duyguları gizlemek yerine ortaya seren şekildedir. Ensor bu anı, dışavurumculuğun en önemli özelliği olan iç gözlemiyle, sert fırça darbeleriyle ve fantastik bir anlatımla bize sunmuştur.
Entrika, 1890
90x149 cm.
Antwerp Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi
İşte bu eserde de olduğu gibi, bazen maskeler de duygularımızı örtmez. Onlar bilinç ve bilinçdışı arasında sürekli yer değiştiren personalarımızdır.
Tekrar görüşmek dileğiyle sağlık ve mutlulukla kalın.